23 Aralık 2014 Salı

SEZEN-İLHAN-YAŞAR

Bugün epey yorgunum sanırım dizinde uyumalıyım
Saçlarımla oynar mısın?
Ellerini tutamadığım her gün daha yorgun giriyorum evime
Seninle yürümediğim için mi bu kadar uzuyor yollar?
Ellerim cebime yakışmıyor sevgilim
Ki bilirsin ellerimi beğenirim
Şemsiye tek kişi için epey geniş,
Ki bilirsin ben şemsiyeden nefret ederim
”Seni kimler aldııı/ Kimler öpüyor seniii/
Dudağında dilinde ellerin izi vaar”
Neden Sezen canımı yakıyor bu kadar
Oysa çocukluğumdan beri dinlerim şarkılarını; daha bu kadar yaş akıtamamıştı gözümden
Bugün çok güzel yağmur yağdı
Şampuanımı değiştirdim farkeden olmadı
Sanırım fırsattan istifade parfümümü de değiştirsem iyi olacak;
Geldiğimde evine siniyordu ya hani; sanırım başka yere de sinememiştim o zamanlarda
İlhan Şeşen sever miydin?
”Ne kaldı geriye zaten; bir sürü boş hatıra
Yaşamak değil ki bu görüntüler var adeta”
Diyordu ya hani
Hatırlamışsındır bu şarkıyı
Nasıl da ezberimde hiç dinlemediğim bu şarkılar
İçine bizi saklamış diye mi
Yorgunum…
Ve geçmeyecek biliyorum;
Benim yastıklarım dinlendirmiyor; göğsünü getir
Benim ceplerim ısıtamıyor ellerimi; ellerini getir
Benim yatağım rahat değil; dizlerini getir
Yaşar dinleyelim mi beraber;
”Hatırlarım hiç gidemem deyişini
Hatırlarım erken ölürüm deyişiniiii
Aldanırıııım,
Aldanırım.
Aldanırııııım ben sana ”
25.Kasım.14

15 Aralık 2014 Pazartesi

SONBAHARI ARALIĞIN


Gel beraber martılara laf atalım
Utandıralım kırlangıç sürülerini,
Ne bileyim bulutlara gülelim -pembeli bulutlara-
Evlat edinelim yağan yağmurları
Turgut Ustanın dediği gibi;
Gel beraber ‘Göğe Bakalım’!
Boynun uzunsa severim seni,
Belki kulaklarını,
Belki güneşin ısıttığı saçlarını.
Dik omuzlarını,
Eklem kemiklerini,
Köprücük önemli…
Gel beraber kemiklerimizden sevelim birbirimizi!
Kandırır bir ikindi güneşi bizim haliçi
Isınır içimiz; Karaköyden Taksime yürürüz
Koşar,yorulur,dinlenir acıkırız
Severim ben koşmasını;
Seni sevmemden belli.
Gel beraber koşalım istiklali!
Sonbaharın Kışı öptüğü yerde buluşalım
Karlı sarı yapraklardan getir bana
Sevmem sokak arası gül satıcılarını
Bir de abimden öğrendim çok zevkli oluyor
Soğuk havada sıcak salep içerek titreyelim
Kışa yakışır titremek
Bana pek yakışmaz ama yanında çaktırmam pek
Gel beraber üşüyelim!
Mevsimleri de pek süsledik afilli sevdalarımızla
Tarhana sever ninem bu mevsimde
Nine demeye utandığım çocukluk geçirdim ben bilir misin?
Ama yakışmaz ona anneanneli laflar
Tek utancım değildi ya büyüyeli
Ne arsızlıkları var gönlümün bir bilsen
Yarışırız anlatırken bir kahve sohbetinde;
Gel beraber utanalım!
Üşenmeden çıkarım yağmur yağsa sokağa
Şişhanede iki tur atsak,
Belki Fransız Sokağında bi kaç amcaya yol sorarız zevkle
Pasajları güzel, İstiklale bişey demem de…
Uzansak şöyle bir yağmurların boynuna
Güneşi boşver! Aldatalım onu kara bulutların koynunda
Islansın yüzün yağmurdan ben öyle severim
Gel ıslanmış yüzümüzden öpelim

Kimsesiz mektuplar2


Sevdiğim;
   Mektuplar alıyorum senden rüyalarımda… Kokunun sindiği onlarca mektup..okuyamıyorum açamıyorum zarfını korkudan.Sabah uyanınca aklımdan çıkmıyor da rüya deyip geçiştiriyorum işte. Cesaret edemiyorum seni aramaya.Rehberimde öylece de duruyor adın.Sıradan bir insanınki gibi.
   Konduramıyorum uzaklığını gönlüme.Hoş yanımdayken de öyle uzaktın bana da mesafeler farklı bir elem koyuyor işte.
  Buraları soracak olursan eğer bir gün; sana bahçemizdeki çiçekleri anlatacağım.Sabahları duyabiliyorum kokularını sadece…Ne garip değil mi?.Hiçbirinin ismini bilmiyorum ama sen sorarsın diye ezberleyeceğim tek tek… Ha bir de annemin yaptığı gül reçelinden bahsedeceğim.Aslında hiçte sevmiyorum biliyor musun? Annem üzülmesin diye yiyorum işte.
   Sonra belki bir kaçta fotoğraf gönderirim sana ,birlikte olduğumuz fotoğrafları duvarlarıma asarım falan.Güzel özlerim seni fazla sıkmam söz veriyorum. Ama kıskanmadan edemem işte.
    Vakit gece yarısı sevdiğim. Ve sana gönderilemeyen bir mektubu daha iliştiriyorum yastığımın kılıfına.Özlüyorum seni… Ve seviyorum gizli gizli.
    Ha unutmadan bu gece de rüyalarıma gel e mi